Rodos (1 Gece, 2 Gün) Gezi Rehberi

RODOS

                                                               
                                                                                             1.Gün

         Ocean Yachting'in sitesinden Aegean Prince isimli gemiye biletlerimizi aldık. Gidiş-geliş aynı gün:45 €, farklı gün olursa 55 €. Bizim feribotumuz 09.00'da kalkıyor ama saat 08.00'da kalkan ve aynı fiyatlara sahip olan Tilos Travel'a da göz atın derim. Dönüş saatleri ise Aegean 16.30, Tilos 16.00.
Gün doğmadan, saat 04.30'da Antalya'dan Fethiye'ye yola çıktık. Karanlık bir yolculuğun ardından feribot saatinden iki saat erken Fethiye'ye vardık. Geç kalmaktansa erken gelmek daha iyidir diyip limanın az ilerisinde güzel bir fırında kahvaltı ettik. Çıkış saatimiz yaklaşırken limana gidip pasaport sırasına girip, feribotumuza biniyoruz. 

              Yolculuk beklediğimizden yarım saat uzun sürüyor. Söylendiği gibi bir buçuk saatte değil, iki saatte varıyoruz Rodos'a. Kısa sürede pasaport kontrolünden geçip limana yakın otelimize yürümeye başlıyoruz. Rodos'ta bir gece konaklayacağız. Otelimiz Sylvia Hotel. Merkeze yakın küçük ve temiz bir otel. Yatakları biraz rahatsız sadece. Çalışanları ise çok ilgiliydi. 
              İlk günümüzde Lindos'a gitmeye karar verdik. Rodos'tan değişen zaman aralıklarıyla kalkan otobüslerde tek yön    5,50 €. Yolculuk bir saat.

 Gidişte çok konforlu bir otobüsle , dönüşte ise felaket bir tanesi ile döndük. Lindos'a vardıktan sonra biraz yokuş aşağı yürüdük ve dar, beyaz duvarlı sokaklarına vardık. Fazla oyalanmadan Acropolis'e yürümeye başladık. Çok sıcaktı gerçekten. Onbeş dakikalık bir yürüyüşün ardından Acropolis'e ulaştık. Giriş, Yetişkin:12€, Öğrenci:6€. Manzara çok güzel. Aşağıda St. Paul's Bay var. Plaj harika görünüyordu ama vaktimiz az. Bol bol fotoğraf çektikten sonra sıcaktan bunalıp inmeye karar veriyoruz. Hatta başımız falan döndü. 



St. Paul's Plajı

Acropolis


               Yemek yedikten sonra, Rodos merkezine dönüşe geçiyoruz. 50 Cent'e yokuştan yukarıya servisler var. Eğer hava sıcaksa, yokuşu tırmanmayıp otobüsü kullanmanızı tavsiye ediyorum. Biz yürüdük ama pişman olduk. 
            Merkeze vardık. Sabah çok erken kalktığımız için otele uğrayıp biraz dinlendikten sonra tekrar çıkacağız.
          Havanın kararmasına yakın otelden çıkıyoruz ve Eski Şehir (Old Town) 'a gidiyoruz. Surların içine girdikten sonra en çok merak ettiğimiz Şövalyeler Sokağı ve Sarayı'na doğru yürüyoruz. Şövalyeler Sokağı hafif ışıklandırmasıyla gece çok etkileyici. Sarayın içini yarın gündüz gezeceğiz. 



         Yemek yiyecek yer ararken Rodos Yeni Şehir'e kadar geliyoruz. Burası aşağı yukarı Mandraki Limanı'nın arkasında kalıyor. Elbette bütün mağazalar kapalı(bir eurocu hariç). Evet gerçekten bu dükkanda herşey 1€ idi. Buralarda yemek yiyecek yer bulamayınca yine Eski Şehre döndük ve bir yere oturmayı başardık. St. Paul's Gate yakınındaki Kapilio Tou Gianni'ye oturduk. Menüsü çok zengin. Deniz ürünlerinden, ev yemeklerine kadar geniş bir yelpazeye sahip. Ben  zeytinyağlı bombay fasulyesi yedim(bildiğiniz fasulyenin irisi). Eşim de musakka yedi. Ortaya cacık söyledik. Evet yemek seçimlerimiz ilginçti. Ama herşeyin tadı güzeldi. Karnımızı doyurmanın rahatlığıyla sokaklarda gezerken, çok güzel bir vejetaryen restorana rastladık. Biz yiyemedik, siz yiyin diye de adını ve adresini buraya bırakıyorum.(Koyu renk yazıların üzerine tıklayın😉.)
Marouli Vegetarian Restaurant . Surların içinde gönlümüzce dolaştıktan sonra odamıza dönüyoruz.

                     



                                 
                                                                      2. Gün 

              Kahvaltı için önceden belirlediğimiz Old Town Corner Bakery'e gidiyoruz. Cafe fırın arası bir yer. Hamur işleri şahane. Yanına frappelerimizi içip (sıcakta çok iyi geliyor), başlıyoruz gezmeye.





Moat Mediveal





Şövalyeler Sokağı

Şövalyeler Sarayı (6€)




        Karnımızı doyurmak için Zaytouna'ya oturuyoruz. Menümüz fallafel dürüm, patates ve bira.




Hipokrat Meydanı



Meryem Ana Kilisesi 


14. yüzyıla ait kilise İkinci Dünya Savaşı'ndaki bombardımandan önce Rodos'un en büyük Katolik Kilisesi'imiş.
                     Biz Rodos tatilimiz süresince hiç denize girmedik. Sadece Akti Sachtouri Plajı'nda denizin içinden biraz yürüyebildim. Harika plajları var. Elli Plajı en merkezi olanı. Onun dışında, Kallithea, Anthony Quinn ve Lindos'un hemen altındaki St. Paul's Plajı güzel görünüyor.
            Fethiye'ye dönüş saatimiz yaklaşıyor, bir kafeye oturup taze meyve sularımızı içtikten sonra limana geliyoruz.



            Rodos'a çok rahat gelmiştik ama dönüşte çok büyük bir kalabalıkla karşılaştık. Pasaport kontrolu için bekledik ve düzen olmadığı için ortalık çok karıştı. Neredeyse kavga çıkıyordu sıra yüzünden. Dönüş yolculuğumuz da hava şartları yüzünden uzun sürdü. Dört saatte vardık Fethiye'ye.
               Rodos'u mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Tercihen yazın ortasında gitmezseniz iyi olur. Tabi denizden çok şehri ve tarihini görmek için gidenlerdenseniz. Bizce iki gün yeterli, ama üç gün de kalınır. Eğer günübirlik gelinir mi derseniz, yaklaşık beş saatiniz olacak ve bu sürede en azından Şövalyeler Sokağı ve Sarayı'nı görebilir. Birazda sokaklarda dolaşabilirsiniz.

 Not: İtiraf ediyorum. Ünlü geyik heykellerini(eskiden Güneş Tanrısı Helios'un olduğu yer) görmedik. Aslında çok yakınına gitmişiz ama şöyle bir bakalım, fotoğraf çekelim dememişiz. Giderseniz çok şey kaçırmışmıyız söylersiniz. Keyifli ve bol gezmeli tatiller diliyorum...
      ✅  Fotoğraflar için eşim Emre Akyurt'a teşekkürler.

Yorumlar