Almanya Romantik Yol



 Bir süredir hayalini kurduğumuz Almanya Romantik Rota'yı 2017 yılında gerçekleştirdik. Antalya'dan uçakla Frankfurt'a gidip bir gece kaldıktan sonra, internet üzerinden kiraladığımız arabamızı aldık. Daha sonra araba ile Würzburg(1), Rothenburg ob der Tauber(2), Nördlingen(1), Schwangau(2), Obberamergau'ya(1) uğradık. En son arabamızı Münih'te teslim edip iki gün de Münih'te kaldıktan sonra uçakla Antalya'ya döndük.
                                         
                                                                        Frankfurt
   
Almanya Romantik Yol'daki ilk durağımız olan Frankfurt'a öğlen saatlerinde varıyoruz. Havaalanından metro biletlerimizi alıp, otelimize gidiyoruz. Günlük grup bilet 16.50 €(5 kişiye kadar kullanılabilir). Otelimiz Savoy Hotel. Biraz gürültülü ama merkeze yakın ve temiz bir oteldi. Giriş saatimizden iki saat erken geldiğimiz için valizleri bırakıp alışverişe gidiyoruz. Mc Trek isimli mağazaya gitmeyi eşim çok istiyordu. Burası bir outdoor indirim mağazası(adresler için koyu renk yazılara tıklayın lütfen). Türkiye'dekinin yarı fiyatına bir ayakkabı alıp otelimize dönüyoruz. Odamıza yerleşip şehri keşfetmeye başlıyoruz.
               
 Frankfurt aslında bizim havaalanını kullanıp, kiralık arabamızla yola çıkmadan önce bir gece konaklamak için geldiğimiz bir şehir. Ama gelmişken kısa da olsa görmeye çalıştık.

Frankfurt Katedrali

Römer Meydanı ve Rathaus 

İronman yarışı
 
 Römer Meydanı, Kilise, Zeil caddesi derken, nehir kenarına geliyoruz ve İronman yarışına rastlıyoruz. Organizasyon çok iyi. Taze meyve ikramlarımızı alıp, yarışanları izliyoruz. Yeniden Zeil caddesine dönüp, şiddetli yağmurda My Zeil alışveriş merkezine sığınıyoruz. Yemek yiyip kahvemizi içerken, az önceki delice yağan yağmur da diniyor. Geç olmadan otelimize dönüyoruz. Yarın arabamızı alıp Würzburg'e gideceğiz(120 km.).

  Bunların yanında; Opera Binası, Main Tower, Palmengarten (Botanik Bahçesi), St. Paul Kilisesi görebileceğiniz bazı yerler.
Würzburg ile Romantik Yol'a devam ediyoruz..


                                                                         Würzburg

 Frankfurt'ta sabah kahvaltısı için otelimize yakın çok güzel bir yer buluyoruz (Back Factory).



 Kahvaltının ardından Hertz firmasından kiraladığımız arabamızı almaya gidiyoruz. Arabamız Ford Eco Sport (bize büyük ama çok sevdik). Kendi navigasyonumuzu açıp (gitmeden o ülkenin haritaları yüklendi), yola çıkıyoruz. Almanya'da trafik düzenli ve insanlar saygılı. Yalnız biz hız sınırına uymaya çabalarken yanımızdan son sürat geçen arabalara pek anlam veremedik.



 Würzburg'e bazı yerlerde yol çalışmaları olduğu için, yaklaşık iki saatte varıyoruz. Otelimiz şehir merkezinde Hotel Strauss . Güzel bir otel, otoparkı da var. Vakit kaybetmeden eşyaları bırakıp çıkıyoruz.
 Önce otelimize yakın olan Marienkapelle'yi görüp, Old Main Bridge'den geçiyoruz.




 Köprünün sonunda kaleye çıkmak için iki seçenek var; kısa ve uzun yol (tabelaları göreceksiniz). Biz kısa olandan çıkıp, uzun olandan döndük. Size de aynısını tavsiye ederim çünkü uzun yol yokuş ve buradan çıkmaktansa inmek daha mantıklı. ( Dilerseniz farklı ulaşım seçenekleri için bu siteye de bakabilirsiniz) Hatırlatma: bağlantılara ulaşmak için koyu renk yazılara tıklayınız. Kaleye çıkış yolunun sonunda  sağda küçük bir kafe var, burada biraz soluklanıp devam edebilirsiniz.

 Kalenin içi, çevresi ve manzarası elbette harika.






 
               Tabi ki yoga 😊 (tree pose)


Yaz aylarında yanınıza mutlaka su almanızı tavsiye ediyorum. Dönüş yolunda üzüm bağlarının arasından inerken yorgun düştük.








 Yeniden Old Main Bridge'den  Main Nehri'ni geçtik ve köprünün hemen sonunda solda küçük bir dondurmacı gördük. Hayatımızın en güzel dondurmasını burada yedik diyebiliriz (zencefilli tavsiyemizdir).



 Eve gitmeden Ring Park'a uğruyoruz. Benim park sevgimi bilen bilir. Bu park çok güzel ve büyük bir park. Bir kısmını gezip eve dönüyoruz.







 Akşam evlilik yıldönümümüz olduğu için Weinhaus Stachel restorana rezervasyon yaptırdık. Otelde biraz dinlenip, hazırlandıktan sonra restoranımıza gidiyoruz. Restoran tarihi bir mekanda ve hem yemekler hem de servis iyi. İkimizin doyurucu birer tabak et yemeği ve bir şişe kırmızı şarap 40€ tutuyor.



                                                                Sırada Rothenburg...


                                                         Rothenburg ob der Tauber

                                                                      1. Gün

 Würzburg'ta uyanıp yola çıkıyoruz. Yaklaşık 45 dakika sonra Rothenburg ob der Tauber'e varıyoruz. Önceden gps üzerinde işaretlediğimiz otele yakın park yerine arabamızı park edip, otele eşyalarımızı bıraktıktan sonra tura başlıyoruz.


 Surlarla çevrili kasabayı gerçek anlamda tavaf ediyoruz. Basmadığımız taş kalmamıştır o surlarda..  (Surlar yaklaşık 4 kilometre uzunlukta.)










    Manzarası ile övülen büyük park Burggarten.






  Arada meydana uğrayıp (Marktplatz) bir schneeball tatlısı yiyoruz. Denemenizi tavsiye ederim.


Marktplatz


Schneeball


 Burada ilgi çekici bir müze olan Medieval Crime And Justice Museum'a ( Suç Müzesi ) gidiyoruz. Geçmiş zamandaki mahkemeler, cezalar ve işkenceler ile ilgili ayrıntılar ve aynı zamanda cadı avı ile ilgili bir çok bilgi ve belge burada bulunuyor. Müze Nisan-Ekim arası 10.00-18.00, Kasım-Mart arası13.00-16.00 saatlerinde açık, giriş 7 €. Evet pek iç açıcı bir müze değil ama önemli.










 

                






       Surlardaki yürüyüşe devam..





     Burggarten'dan güneşin batışı.



 Gece meydan ve ara sokaklarda vakit geçiriyoruz. Meydanda bişeyler içip odamıza dönüyoruz.


St. James Kilisesi
                                                                   
                                                                    2. Gün

 Ertesi sabah kalkıp kahvaltımızı bir gezginin tavsiye ettiği BrotandZeit'te yapıyoruz.Güzel bir kahvaltıydı. 






  Sokaklarda gezerken yine meydana çıkıyoruz ve güzel bir sürprizle karşılaşıyoruz. Amerikadan gelmiş bir grup gençten oluşan orkestra popüler şarkılar ve film müzikleri icra ediyordu. Uzun süre oturup keyifle dinledik. (Videolar için anasayfada ki Facebook bağlantısına tıkla)






     Ortaçağ hediyelik eşyaları satan bir dükkana giriyoruz. Aşağıda zindan falan var. Bu dükkana girmenizi tavsiye ederim. Bir de hançer alıp çıkıyoruz. Waffenkammer.






 Aşırı dar merdivenlerinden Town Hall Tower'a tırmanıyoruz.( 2.50 €) 
Manzarası çok güzel.








     
Biz iki akşam da aynı yerde yedik. Basit bir sosis patates salatası tabağıydı. Uygun ve lezzetliydi.Yemeğin ardından meydanda gece bekçisini beklemeye başlıyoruz.

 Gece bekçisi(Night Watchman); elinde gaz lambası, baltası, üzerinde Ortaçağ kıyafetleri ve tiyatral yeteneği ile Hans-Georg Baumgartner , yirmibeş seneden uzun zamandır Rothenburg ob der Tauber'in sokaklarında hikayeler eşliğinde Ortaçağ yürüyüşü yaptırıyor. Katılmak isterseniz saat 20.00 'da 7€ ücretle bu tura katılabilirsiniz. Biz daha başında ingilizcemizin bu tura yetmeyeceğine karar verip katılmadık. 





 Surların dışında ne var diye merak edip buralarda dolaşıyoruz. Daha az turistik bu bölgede çok güzel oteller var. Ayrıca surların dışındaki otopark fiyatları da daha uygun. Aldi isimli market bile var. 






    Gece fotoğrafları için tekrar surların içine dönüyoruz.


Rathaus

Plönlein 
      ✅ Bu arada otelimiz Hotel Gasthof Schwarzer Adler'di. Görünürde küçük ve sevimli bir otel olmasına rağmen, otelde tahta kurtları olduğunu ayrıldıktan sonra öğrendik. Kaşıntıları Nördlingen'de bir eczaneden aldığım ilaçlarla engelledim neyse ki. 
      ✅Marketler akşam yedide kapandığı için ilk gün su bulmakta sıkıntı çektik. Ayrıca Galgengasse sokağında türk ürünleri de satan bir market var. 
      Sırada Nördlingen.

                                                              Nördlingen

  Nördlingen'e giderken yol üzerinde Dinkelsbühl'e uğruyoruz. Burası Rothenburg'a benziyor, ama oraya göre çok sakin. Yağmur da yağıyor, yola devam edeceğimiz için, kısaca turluyoruz. Uğramasak olur muydu? Bizce olurdu.

Hristiyan Kilisesi

 Yol çalışmaları yüzünden biraz zor geldik Nördlingen'e. Otelimiz Hotel Sonne. Romantik tur boyunca kaldığımız en güzel otel. Geniş ve tertemiz, yeri çok merkezi ve park yeri var


 Eşyalarımızı bırakıp önce kiliseye, sonra burada da bütün kasabayı çevreleyen surları yürümeye gidiyoruz.






Kuleler 
ve merdivenleri😊
Tırman Derya 😂
            

Krieger Brunnen
(Eskiden kentin su ihtiyacını karşılayan çeşme)



Deininger Tor
Çatıda leylekler 💕

 Bir yerde kahve içip soluklandıktan sonra müzeleri gezelim diyoruz ama müzeleri 16.30'da kapanıyormuş.( Ries ve Stadt müzesi). O yüzden müze gezmek istiyorsanız 16.30'a kalmadan gezin.  Otelden çıkarken terası gözüme kestirmiştim. Marketten yemek ve içecek alıp orada keyif yaparız diye planlarken kapıyı kilitli buluyorum. Biz de soframızı odaya kuruyoruz. Odamızda pek manzara olmasa da yağmuru izleyerek keyif yapıyoruz ve hava kararırken dışarı çıkıyoruz. Fakat yapacak pek birşey bulamadık. Bizce Nördlingen'e  mutlaka uğranmalı ama gece kalmaya pek gerek yok.
 Sırada en güzel yerlerden Schwangau ve Füssen.
      ✅Çoğu yerde ücretsiz internet var.
      ✅Akşam 18.00'da tüm marketler kapanıyor.
      ✅Gündüz ve gece arasında ciddi sıcaklık farkı var.  Bunlara dikkat...


                                                         Schwangau-Füssen 

                                                                    1. Gün

    Nördlingen'den yola çıkıp yaklaşık iki saatte otelimize varıyoruz.

Muhteşem yol manzaraları.


Doğru yoldayız 😁

 Füssen'de oteller daha pahalı olduğu ve  Schwangau'ya da yakın olduğu için Berghof'ta kalıyoruz. Neuschwanstein,  Hohenschwangau Şatolarını ve Füssen'i gezeceğiz. Otelimiz Hotel Alpenblick Berghof ve manzarası harika.


 Biraz dinlenip yakındaki Tegelberg'e gidiyoruz. Teleferikle çıkış-iniş 20 €. Yukarı çıkınca çok güzel yürüyüş parkurları var, biraz soğuk hazırlıklı gidin ve su alın yanınıza. Kafesi de var ayrıca. Biz en yakın tepeye yürüyüp biraz manzaranın keyfini çıkarıyoruz.

Teleferikten Şatolar manzarası.

Uçuyorlarrr...

Kafe


Biraz tırmandık.


 Tegelberg'den inince Füssen'e gidiyoruz. Hava yağmurlu. Biraz dolaşıp bişeyler yiyoruz, yağmurdan pek birşey yapamıyoruz. Burada sıkılınca yakınımızdaki Forggensee'ye gidiyoruz. Bu göl çok güzeldi.

Forggensee



 Saat sekize yaklaşır ve hava kararırken yarın gitmeyi planladığımız şatolara bu akşamdan bir bakalım diyoruz. Araç trafiğine kapalı olan bir yere önümüzdeki araca uyup giriyoruz ve Neuschwanstein şatosunun önüne kadar araba ile gelmiş oluyoruz. Tabiki bu saatte kapalı ama sakin ve biraz da gizemli halinden çok etkilendim.






   İyiki gelmişiz diyoruz ve artık odamıza dönüyoruz.


                                                                      2. Gün
  
 Sabah dokuz gibi kalkıp şatolara gidiyoruz. O da ne, acayip kalabalık. Park yeri zor buluyoruz. Kuyruğun olduğu yere doğru ilerleyip uzuuuun sıraya giriyoruz.(Ticket Center) Sıradayken ben içeriye girip bu biletin neleri kapsadığını ve bilet almadan neler yapabileceğimizi soruyorum. Görevli bilet almadan tüm alanı ve şatoların bahçelerini, ayrıca Marienbrücke köprüsünü gezebileceğimizi, bileti sadece şatonun içini gezmek için almamız gerektiğini söylüyor. Ayrıca şato turları saatli. Size söylenen saatte ancak rehber eşliğinde gezebiliyorsunuz şatoları. Biz de aman ne gerek var şato mu görmedik diyip çıkıyoruz sıradan. Ohh üzerimizden yük kalktı.

 Gezilecek alan oldukça geniş ve bazı yerleri yokuşlu olduğu için kendimize bir rota belirliyoruz. Önce bulunduğumuz yerden (Ticket Center) otobüsle Marienbrücke köprüsüne çıkıyoruz. 3.50 €. Buradan Neuschwanstein şatosuna geçiyoruz. Yürüyerek at arabalarının da geçtiği yokuştan aşağıya iniyoruz. Şu ana kadar her şey güzeldi ama Hohenschwangau merdivenleri bizi biraz yordu. Hohenschwangau'dan sonra göle doğru yürüyüp Alpsee'ye tepeden bakıyoruz, sonra göl kenarına inip biraz dinleniyoruz.

              
Marienbrücke 😱

Köprüden Neuschwanstein Şatosu 

Neuschwanstein



Neuschwanstein'dan inerken.


Hohenschwangau 

 



Hohenschwangau'dan inerken Alpsee.
(rengin güzelliği)


Alpsee göl kenarı 😊


  Dün yağmur yüzünden gezemedğimiz Füssen'e tekrar uğruyoruz. Kaleye bakıp bir parkta oturuyoruz. Romantik yolun sonu yazan duvarda fotoğrafımızı da çektirdikten sonra yine favori mekanımız olan Forggensee'ye gidiyoruz. Göl büyüleyici. Çantamızdan marketten aldıklarımızı çıkarıp minik bir piknik yapıyoruz. Gökkuşağı bize eşlik ediyor.

High Castle of Füssen 


Baumgarten 

Romantik yolun sonu.. (çöpler😆😂)

Forggensee 

    Sekiz buçuk gibi odaya dönüyoruz ve bu manzara bizi karşılıyor 😍

  
              Sırada Oberramergau...

                                                                  Oberramergau

 Akşamdan hazırladığımız sandviçlerimizi yiyip yola çıkıyoruz. Yol üzerinde Linderhof Sarayı ve Ettal Manastırı'na uğruyoruz (yaklaşık 1 saat uzaklıkta). Linderhof Sarayı'nın bahçesinde gezmek için herhangi bir ücret istenmiyor. Bahçe derken gayet büyük bir alan tabi. İçine girmek isterseniz 8.50 €. Biz bahçesinde gezip oradan Ettal Manastırı'na geçtik (10 dakika uzaklıkta). Ettal Manastırı'nı gezmek ücretsiz.


Linderhof




Ettal Manastırı



               
 Obberrammergau'ya buradan on dakikada ulaşıyoruz. Eğer rotanız bizim gibi ise, yani Füssen veya Schwangau'dan Oberrammergau'ya geçiyorsanız Linderhof ve Ettal'e uğrayın derim. Oberrammergau'da otelimize yerleştikten sonra ünlü Alpine Coaster'a gidiyoruz. Telesiyej ile uzun ve güzel manzaralı bir yolculuğun ardından tepeye ulaşıyoruz. Aşağı inerken isterseniz yine telesiyeji kullanabilirsiniz veya buraya gelme nedenimiz olan roller coaster ile inebilirsiniz. Büyük çantalarınızı allaha emanet boş telesiyejlere koyup indikten sonra aşağıdan alıyorsunuz.(Korkmayın bişey olmuyor, görevliler var). Roller coasterlar tek kişilik, eğer çocuğunuz varsa önde onun içinde bir bölme var. Tepeden sırayla bir görevli aşağıya gönderiyor, önden ben gittim. Giderken arkamdan konuşmuşlar bu çok yavaş gidiyor  napacağız diye, bu yüzdende arada vakit bırakmışlar diğer coasterı göndermeden. Arkamdan da eşim Emre geliyor. Tabi ben baya yavaş gidiyorum. Gerginim ve pek de keyfini çıkaramıyorum. Arada tırsıp arkama bakıyorum neyse kimsecikler yok. Tam da rahatlamışken bir anda arkadan bir bağırma duyuyorum. Emre git git veya bas bas gibi birşey söylüyor ve ardındannn bana fena çarpıyor. Bitişe de çok az kalmış. Ben şok içinde iniyorum. Tabi canım özür diliyor ama ben inanamıyorum, kimse de yoktu arkamda nerden geldin sen. Sonuçta her tecrübe mutlulukla bitecek diye bir şart yok. Ama tecrübe işte. O kadar gerilip tam rahatlamışken bu kazanın olması bana ilginç geliyor. Sonuçta bir süre sonra bu şoku atlatıp, herşeye rağmen güzel bir deneyim olduğuna karar veriyorum. Emre'ye de biraz naz yapıyorum tabi sonrasında. Size tavsiyem ben ettim siz etmeyin basın gaza😂. 
 Hemen teknik bilgileri de vereyim. Telesiyejle çıkıp coaster ile iniş  11.50 €. Farklı seçenekler ve bilgi almak için sitesinin linki burada, ziyaret edebilirsiniz. KOLBENSATTEL   
        

 Roller coaster maceramızın ardından merkeze geliyoruz. Küçük ve sevimli bir yer, yemek yiyip bişeyler içiyoruz. Çok güzel resimlerle boyanmış evler var burada.



Sahne görünce ben 😀 .

        

Odamıza dönüp dinleniyoruz. Bu arada otelimiz çok güzeldi, kahvaltısı harikaydı (Hotel Kopa Garni).  

 Sırada son durak Münih var....


                                                                     Münih 


                                                                     1. Gün

 Münih'e varır varmaz arabayı teslim etmeye çalışıyoruz. Önce teslim yerine yakın bir benzin istasyonu arıyoruz, depoyu dolu teslim etmek için. Uzun çabalar sonucu buluyoruz, sağolsun türk bir çalışan bize yardımcı oluyor. Ardından Hertz firmasını bulmamız çok zor oluyor. Bir Avm'nin içinde, ve bizde aynı Avm'deyiz ama Hertz yok. Sonunda yorgun, gergin ama mutlu arabamızı teslim ediyoruz. Yurt dışında araba ile gezmek hem rahatlık, hem de zorluk yaratabiliyor. Park yeri, benzin, arabaya zarar verme korkusu, zamanında teslim etme telaşı ve benzeri. Münih'te ulaşımı yürüyerek veya metro ile sağlayacağız. Otelimiz Leto Motel (moosach). Merkeze biraz uzak, yürümek zor ama metro ile ulaşım rahat.
 İlk olarak Bmw Müzesi'ne gidiyoruz. (Olympiazentrum durağı). Olympia parkın içinde bulunan Bmw (Bayerische Motoren Werke ) iki bölüme ayrılıyor. Bmw Welt aslında bir showroom ve gezmesi ücretsiz. İçerisinde hediyelik eşya dükkanı da var. Bmw Müze bölümü ise eski araba ve motor modellerinden, son model araba ve motorlara uzanan geniş bir yelpazeye sahip. Müzeye giriş 10 €.
                                                             Müze bölümü..








         Showroom (Welt) bölümü..






 Bmw Müzesi Olympiazentrum durağından metroya binip Odeonplatz durağında iniyoruz. Burada parkın içine, Munich Residence'a uğruyoruz. Ardından New Town Hall'dan geçip İsartor'a yakın bir kafede kahve içiyoruz. Hedefimiz Deutsches Museum (bilim ve teknoloji müzesi).

Cuvillies Theatre (Munich Residence)


  Biz Munich Residence'ın içinde sadece tiyatroyu gezdik. (3.50 €) 

New Town Hall
 (İçerde güzel bir avlu ve kafeler var, girmenizi tavsiye ederim)
Kahve molası.. 
                                                  
Müze 
















 Deutsches Museum'un girişi 11 €. Hergün 09.00-17.00 arası açık. İçeride denizcilikten madenciliğe, müzik aletlerinden bilgisayarlara kadar bir çok bölüm mevcut. Dünyanın en büyük teknoloji ve bilim müzesi.

 Yemek vaktiii😀


Viktualienmarkt



 Münih'e gelip de Viktualienmarkt'ten geçmemeniz zor ama olurda geçmezseniz mutlaka özellikle uğrayın. Açık hava da, ağaçların altında çeşit çeşit yemek seçeceği ve keyifli bir ortamı var. Biz iki akşam da buradaydık. 
 Karnımızı doyurduktan sonra biraz sokaklarda dolaşıyoruz. Marienplatz'da Lgbt Festivali kapsamında konserler var. Odeonplatz'da ise klasik müzik konseri. Marienplatz'daki konser halka açık, diğeri biletli. Odeon meydanının etrafını çevirip kapatmışlar ama uzaktan da olsa müziği dinleyebiliyorduk. 
                     
Odeonplatz
       Gün sonu...
                                                                              
                                                                         2. Gün

 Sabah kahvaltımızı otelimizin altındaki Wimmer'de yapıyoruz. Biz çok memnun kaldık. Kahvaltıdan sonra Englisher Garten (İngiliz Bahçeleri) 'ne gidiyoruz. Bu park oldukça büyük. Gezecek, oturacak çok yeri ve yapacak aktiviteleri var. Belki bisikletle gezmek isteyebilirsiniz. Biz yürüyerek gezdik, bira bahçesinde oturduk ve sörf tahtaları ile acayip şeyler yapan insanları izledik. 




Uçsuz bucaksız çimler..


    
 Bir de Münih Katolik Başkonsolosunun Katedrali olan  Frauenkirche Cathedral'e  biz gitmedik, siz gidin.
Frauenkirche'nin uzaktan kuleleri.

 Çok beğendiğimiz ve  her durağından keyif aldığımız, bu güne kadar yaptığımız en iyi tur dediğimiz Romantik Rota'nın sonuna geldik. Şunu belirtmek isterim ki bizim rotamız klasik Romantik Rota değil. 
Orijinal rota.
       Ama biz kendi rotamızdan çok memnun kaldık. Siz de isterseniz araştırıp değişiklikler yapabilirsiniz. 


✅ Kaliteli fotoğrafları için eşim Emre Akyurt'a teşekkürler. Çoğu fotoğraf ona aittir. Bazıları benim telefonla çektiklerim. 

Yorumlar

  1. Gercekten romantik bir tur. Rota ilginç gizemli. Fotolar muhteşem. Satolar ne cok orda olmak istedim. Yesillik derken doğa bayildim. Teşekkürler Derya-Emre

    YanıtlaSil

Yorum Gönder